“Başarı bir bilimdir; eğer şartlarına sahipseniz, sonuç alırsınız.” der Oscar Wilde. Çok severim bu cümleyi. Geçtiğimiz haftalarda bu sözün gerçekliğini yeniden deneyimledim.
Resimde görülen ekip bir Ankara takımı, 1990 yılından beri ya ODTÜ'nün büyük spor salonunda, yada ligde, kümede karşı karşıya yada beraber oynamışızdır. Bugünden geriye dönüp bakınca 30 yıldan da fazla ediyor.
Bir süredir veteran turnuvalarına da katılıyoruz. Amacımız başından beri işten güçten bir süreliğine de olsa kurtulmak ve her zaman en çok sevdiğimiz eğlenceyi beraberce yaşamak. Tabi ki artık eskisi kadar atlet değiliz. Sakatlık yaşamadan turnuva tamamlamak derece yapmaktan daha değerli aslında 😉
Geçtiğimiz haftalarda Marmaris'teki turnuvadaydık. Ama bu kez 5 maçın tamamını kazanarak şampiyon olduk. Sebepleri arasında modern yönetim dünyasının pek çok bileşenini bulmak o kadar kolay ki..
🚩Herkesin herkesle samimi, içten bir bağı ve beraber yaşanmış anısı/üstesinden geldiği kriz var. Herkes birbirini yakından tanıyor.
🚩Beraber başarmak için son derece paylaşımcı. (takımdaki 3 kişi turnuva boyunca en fazla asist yapan 10 oyuncu listesindeydi)
🚩Kadro derin ve T şekilli çalışan gibi, oyunun bir kaç yönünde etkin olan oyunculara sahip.
🚩Takımın ne zaman neyi yapması gerektiğini net olarak tarif eden, tecrübesi ile güven veren "liderleri" var. (hatta bu liderler kendi oynama sürelerini de paylaşıyor)
🚩Hata olunca kimse hata ile ilgilenmiyor-konuşmuyor, sonraki pozisyona koşuyor.
🚩Amaç maçta kazanmak olduğu kadar maç sonrası beraberce eğlenebilmek.
🚩Ama en önemlisi 30 yıl önce basketbola başladığımız zamanki dinamiklere göre değil 2020'li yılların dinamiklerini uyguluyor. (Final maçında biraz abartıp 14/20 üç sayılık şut isabeti bulduk)
Hal böyle olunca basketbol gibi fiziksel dirilik gerektiren bir oyunu 50 yaşında da oynayıp şampiyon da olunabiliyor.
Herkesin sevdiği hobisini sevdiği insanlarla fiziksel kapasitesi yettiği sürece yapabilmeye devam edebilmesini dilerim.
Mutlu Pazarlar 🌷
תגובות