㊙ Michio Kaku, City College of New York’ta teorik fizik alanında Henry Semat Profesörü unvanına sahip Japon kökenli Amerikalı teorik fizikçidir. Bilimin popülerleşmesi ve insanlara ulaşması için çalışmaktadır. Fizik ve benzeri konular üzerine birçok kitap yazmış ve ekranlarda sıkça boy göstermiştir.
🔰 Koşmasaydım yazamazdım kitabını özellikle çok severim, duygusal ve fiziksel dayanıklılığın yanı sıra akışta kalabilmeyi çok güzel anlatmaktadır. Kaku'nun akışta ritim yakalamasının hikayesi ise oldukça ilginç;
💙 1964’te, 15 yaşında Art Blakey and the Jazz Messengers'ı dinleyerek Caz ile ilk kez tanıştığında; o gece için, ''daha önce böyle bir müzik hiç duymamıştım'' der ve "tutkuyla bağlandım" diye ekler.
🈯 Murakami`nin caz tutkusu hem yazarlığında hem hayatında etkisini gösterir. On yıl sonra üniversitedeki çalışmasını bir caz klübü açmak için erteler ve Tokyo banliyösünde eşiyle beraber Peter Cat adını verdikleri caz klübünü açarlar. Murakami ilk iki romanını klübü işlettikleri dönemde yazar. Beş yıldan fazla süren caz kulübü işletme döneminin etkisi kitapların isimlerinde belirgindir.
🔄 Amerikalı gazeteci Aaron Gilbreath klübün bulunduğu yeri bulur ve hatırlayanlarla konuşur. Semti araştırdıkça kitaplardaki izleri de keşfeder. İlerideki sokağın köşesinde Murakami`nin çay içtiği dükkanın sahibiyle tanışır, ''Bu sokağın adı nedir'' diye sorduğunda yaşlı adam ''Biz Japonlar sokaklara isim koymuyoruz, burasının ismi istasyon, gideceğimiz yöne göre söyleriz'' diye cevap verir. Gilbreath, Kaku'nun yazarlık stilini dahi etkilediği söylenen "Dance Dance Dance" ve ''After Dark'' kitaplarındaki ilhamı keşfetmiştir.
🆔 Kaku o dönemi şöyle anlatmakta: ''29 yaşına geldiğimde bir anda durup dururken roman yazmak istediğime dair bir hisse kapıldım. Elbette Dostoyevski ya da Balzac’la boy ölçüşebilecek bir şey yazamazdım, ama kendime bunun önemli olmadığını söyledim. Bir edebiyat devi olmam gerekmiyordu. Yine de ne nasıl roman yazacağımı biliyordum ne de ne hakkında yazacağımı. Sonuçta hiçbir deneyimim ve hâlihazırda bir üslubum yoktu. Bana nasıl yapacağımı öğretecek kimseyi tanımıyordum, hatta edebiyat hakkında konuşabileceğim arkadaşım da yoktu. O sırada tek düşündüğüm bir enstrüman çalarmış gibi yazabilsem ne güzel olacağıydı''
🎶“Müzikte de kurmacada da en temel şey ritim. Üslubunuzun iyi, doğal, sabit bir ritmi olmalı, yoksa insanlar yazdıklarınızı okumaya devam etmez. Ritmin önemini müzikten, özellikle de cazdan öğrendim. Çelişkili gibi duyulabilir, ama müzikle ilgili bu kadar takıntılı olmasam roman yazarı olamayabilirdim. Bugün, neredeyse 30 yıl sonra bile hâlâ iyi müzik, bana yazarlıkla ilgili birçok şey öğretiyor.” diyor Kaku.
🎵Ritim duygusunu yaşayabildiğimiz ve sadece ritmi hissetmek için yaşayarak akışta kaldığımız günler olmasını dilerim. Konunun ne olduğu önemli değil bence, ritmin kendisini yakalamak o rezonans yaptığımız her işe yansıyacak.
Mutlu Bayramlar 🌷
Komentáře