top of page
Yazarın fotoğrafıVolkan Mirzalı

Aristo Projesi (Google)

Aristo Projesi, Google’ın “People Analytics” Departmanı tarafından takımların başarılı olabilmesi için ne gibi karakteristik özellikleri olması gerektiğini ve onları başarıya ne gibi faktörlerin götürdüğünü araştırmak için başlatılan bir projedir.

https://www.nytimes.com/2016/02/28/magazine/what-google-learned-from-its-quest-to-build-the-perfect-team.html?smid=pl-share

Yaklaşık 2 sene boyunca 200’den fazla takımın üzerinde (takım büyüklükleri 3 ile 50 arasında değişiyor) yapılan araştırmalar ile başarılı takımlardaki davranış modelleri, takım yapıları, takım yöneticilerinin ve üyelerinin yetenekleri, kabiliyetleri, kaliteleri, kişilikleri incelenip bir “Başarılı takım modeli” oluşturulmaya çalışıldı.


Araştırma sırasında takımdaki oyuncuların nasıl kişiliklere sahip olduğu, utangaç ya da dışa dönük bir yapılarının olup olmadığı, takımdaki bireylerin dışarıda beraber vakit geçirip geçirmedikleri, yemeğe beraber gidip gitmedikleri gibi sosyal açıdan takım dinamiklerini etkileyen bir çok faktörle beraber, takımdaki bireylerin kabiliyetleri, yetkinlikleri, ve duygusal zekalarına yönelik onlarca anket yapıldı.

Araştırmalar sonucunda ortaya çıkan datalar analiz edildiğinde maalesef takımların nasıl başarılı olduğunu doğrudan ortaya çıkaran bir modelin olmadığı görüldü! Denklemdeki “bireylerin kim olduğu” kısmı pek de önemli değildi.

Google araştırmacıları, topladıkları dataları bu kez “norm”lar üzerinden değerlendirmeye karar verdiler. Özellikle takım içerisinde yazılı olmayan kuralların olup olmadığına ya da takım kültürlerinin bazı davranışları açıklamada kullanılıp kullanılmadığına baktıklarında karşılaştıkları sonuç her takımın artık “norm” haline gelen, bazı durumlarda kanıksanmış diyebileceğimiz davranışlarının olduğunu gördüler.


Buradaki kilit soru ise hangi normların takım başarısında en fazla etkili olduğuydu. 2008 yılında Carnegie Mellon, MIT ve Union College’da bir grup araştırmacı tarafından kolektif zeka üzerine yapılan çalışmalar girdi.

Bu çalışmada en çok göze çarpan iki norm:

• Konuşma Sırası (Conversational Turn Taking)

• Ortalama Sosyal Sezgisellik (Average Social Sensitivity)


2008’de bu çalışmaları yürüten grupta yer alan Anita Wooley’nin dediği gibi, herkes söz hakkı aldığında takım daha iyi iş yaparken sadece bir kişi ya da bir grubun konuştuğu durumlarda kolektif zeka düşme eğilimi gösteriyor.


Ortalama Sosyal Sezgisellik ise ses tonlarına, ifadelerine ve diğer sözsüz ipuçlarına dayanarak başkalarının nasıl hissettiğini sezgisel bir şekilde ifade etmenin bir yolu olarak tanımlanabiliyor.


Google’ın yıllar süren bu çalışması sonucunda takımları başarılı yapan şeyin takımların kimlerden oluştuğundan ziyade Psikolojik Güvenlik ile beraber aşağıda önem sırasına göre belirtilen faktörler olduğu ortaya çıkmıştır. Önem sırasına göre:

1- Psikolojik Güvenlik: Kısaca, herhangi bir takım oyuncusunun bir hata yapması durumunda cezalandırılmayacağını ya da eleştirilmeyeceğini bilmesi olarak özetleyebiliriz.

2- Güvenilirlik: Yapılacak işlerin paylaşılarak sahiplenilmesi ve tamamlanması noktasında takım içi güven üst seviyededir.

3- Takım(Organizasyon) Yapısı ve Netlik: Takımın başarısı için takım oyuncularının rolleri anlamaları , kendilerinden beklentilerin ve performanslarının yaratacağı sonuçların farkında olmaları önem taşımaktadır.

4- Anlam: Burada takım oyuncularının her biri için bu anlamın değişeceği unutulmamalıdır: finansal olarak güvende olmak, ailelerine destek olmak, kendilerini gösterebilmek, takımın başarısına katkı sağlamak gibi.

5- Etki: Takım oyuncularının yaptıkları çalışmaların kendi kişisel gelişimlerini ve ilerlemelerini sağladığını bilmesi burada ortaya çıkacak etkiyi daha da artıracak noktalardan bir tanesidir.


12 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page