top of page

Gerçeklik Nedir?

Yazarın fotoğrafı: Volkan MirzalıVolkan Mirzalı

📌Descartes'in gerçeklik kavramına ilişkin düşüncelerinden biri de, duyuların güvenilirliği konusundaki şüphesidir. O, duyusal algılarımızın bazen yanıltıcı olabileceğini ve dolayısıyla gerçekliği doğru bir şekilde algılamada güvenilir olmadığını öne sürer. Bu düşünce, bilginin temelini sorgular ve insanın sadece akıl yoluyla doğru bilgilere ulaşabileceğini ima eder. (Meditasyonlar)


🪔Descartes, gerçekliğin temelini sorgulayan ve modern felsefenin temellerini atan düşünceleriyle bilinir. Onun gerçeklik kavramına yaklaşımı, şüphecilik ve rasyonalizm gibi önemli felsefi akımları etkilemiştir. Bizden yeterince uzakta olan bir nesnenin şeklin ne olduğunu ve ya derinliği çok farklı şekilde algılayabiliriz. Bu bağlamda duyularımıza ne kadar güvenebiliriz.?


🌅Descartes'in gerçeklik anlayışının merkezinde "cogito ergo sum" (düşünüyorum, öyleyse varım) prensibi yer alır. Descartes, bu ifadeyle, bireyin düşüncelerini sorgulayarak kendi varlığını kanıtlayabileceğini öne sürer. Düşünme yeteneğinin bir özelliği olarak, insanın var olduğuna dair kesin bir bilgiye sahip olabileceğini savunur. Bu, Descartes'in gerçeklik anlayışının temel taşıdır ve bilginin temelini oluşturur.


📜Akıl sahibi bir varlık olarak düşünebilen insan doğru, kesin, şüphe götürmez bir bilgiye nasıl ulaşabilir? Bu sorudan hareketle Descartes, en kesin bilgi olarak gördüğü matematiği sistemin temeline koymuştur. Her insandaki akıl bir ve aynı olduğuna göre matematiksel yöntem tüm bilimlere uygulanabilir. Böylece kendisine dört temel kural belirler. (Belirlilik-Analiz-Sırlama-Sayısallık Kuralları)


🎯Bunlardan ilki doğruluğunu apaçık bilmediğin hiçbir şeyi kabul etmemek ve onu buluncaya dek her şeyden şüphe etmektir. Yani şüphe, doğru bilgiye varmada bir yöntem olarak kullanılmıştır. Ancak insanın şüphe edemeyeceği tek şey şüphe ediyor olmasıdır. Şüphe ediyorsa düşünüyor demektir.!


🔎Böylece doğruluğundan şüphe edemeyeceği ilk kesin bilgiye ulaşır: Cogito, ergosum (Düşünüyorum, o halde varım). insanın düşünen yanı ise bedeni değil ruhudur.


⏳Descartes, "Meditasyonlar" adlı eserinde, düşünsel bir deneyde kötü cinlerin varlığına dair bir örneği ele alır. Bu deneyde, Descartes, zihinsel şüpheciliği test etmek için tüm inançlarından ve duyusal deneyimlerinden şüphe eder. Descartes algıladığı her şeyin bir aldatmaca olduğu ve bunu yapanın Tanrı olamayacağı, olsa olsa kötü niyetli bir cin olacağı yönünde bir varsayım üzerinde tartışır. Kötü cinlerin varlığını sorgular ve bunun gerçekten olup olmadığını kanıtlamak için mantıksal bir argüman sunar.


🎗Descartes, kötü cinlerin varlığına dair şüphelerini duyusal algılama ve dış dünyaya dair inançlarına dayanarak ifade eder. Ona göre, kötü cinlerin varlığı duyusal deneyimlere dayanarak doğrulanamaz ve bu nedenle gerçekliklerinden şüphe edilmelidir. Bu düşünce deneyi, Descartes'ın rasyonalizm felsefesine uygun olarak, akıl yoluyla gerçeği arama ve kesin bilgiye ulaşma çabasını yansıtır.


🎪Ancak, Descartes'ın kötü cinlerin varlığına dair düşüncesi sadece bir düşünsel deneydir ve onun felsefi sistematiğinin tamamını temsil etmez. Bu deney, Descartes'ın akıl yoluyla bilgiye ulaşma sürecinde karşılaştığı şüpheleri ve sorgulamaları göstermek için kullanılan bir araçtır.


🏃‍♀️Descartes, bu akıl yürütmenin sonunda şöyle bir sonuca varır ve şöyle der: “Beni ne kadar yanılgıya düşürürse düşürsün, ben bir şey olduğumu düşündüğüm sürece hiçbir şey olmamamın imkanı yoktur. “Sisifos Miti” gibi içinde bulunduğumuz sonsuz döngüden çıkmak için önce var olduğumuz bilincine varmamız ve ezberler içinde değil, gerçek bilgiye ulaşmak için şüphe edebilmek gerekir.


Mutlu Pazarlar🌷



41 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page