Bugün Claude Elwood Shannon dan bahsetmek istiyorum. Kendisi matematikçi, elektrik mühendisi ve kriptograficidir. Bilgi kuramının babası olarak da bilinmektedir. MIT'deki yüksek lisans tezindeki konusunda Boole Cebirini kullanması devrim niteliğinde etki yaratmıştır. (https://lnkd.in/gPs7QiKA).
Bilgisayarlı olan ve işlemciye sahip olan her şey, arabanızda veya cep telefonunuzda bile, kullandığınız her şey içindeki çipler ikili sayı sistemini kullanır. Bilgisayarda hazırladığımız tüm belgeler, görüntülediğiniz web sayfaları ve hatta oynadığınız video oyunları ikili sayı sistemi sayesinde mümkün hale geliyor.
İkili kod, bilgisayarların bilgisayar belleğine giden ve bilgisayar belleğinden her tür bilgiyi işlemesine ve saklamasına izin verir.
Peki Claude Elwood Shannon bu yöntemi nasıl buldu?
Kendisi MIT'de okurken felsefeye merak sarıyor. İrlandalı filozof, kimyager, fizikçi ve kaşif Robert Boyle'den oldukça etkilenen Claude Shannon felsefedeki mantık ve matematik arasında bir ilişki olduğunu, mantıksal önermeleri matematiksel veriye çevrilebileceğini görüyor. Bunun içi doğru olan önermelere "1" yanlış olan önermelere "0" ile kodlayarak matematik diline çevrilmesi tezini ortaya atıyor
Yıllar sonra bu bakış açısı MIT'den mezun olurken yazdığı tez sayesinde günümüzde kullanılan dijital bilgisayarların yapı taşı olan elektrik anahtarlarının kullanılmasının temelini atıyor. Bu çalışması hala tüm zamanların en iyi tezi olarak da anılmakta. Bu tezinin yayınlanmasından sonra 1940'ta Alfred Nobel Amerikan Enstitüsü Amerikan Mühendisleri Ödülü'nü alıyor.
Başarısının kaynağı kendisine sorulduğunda hem felsefe hem de matematik bilmesi sayesinde bu ilişkiyi kurabildiğini açıklamıştır. Buna çok benzer bir hikayeyi Steve Jobs'un öğrenciyken aldığı kaligrafi derslerinden esinlenerek farklı fontları oluşturmasında da görüyoruz.
Günümüz insanı artık sorunlarına kalıcı çözümler bulabilmek için her alanda inovasyon yapmak ve beyninin tüm kapasitesini kullanmak zorunda. Bunu başarmak içinde inovasyona zorunlu olmadığımız zamanlarda farklı disiplinler ile ilgilenmek, hatta ilgilenmenin ötesinde üzerinde çalışmak beynimizde birbiri ile hiç iletişime geçmemiş nöronların arasında bağların oluşmasını sağlıyor. Bu da inovasyon anından yaratıcı çözümlerin ve bakış açılarının ortaya çıkmasını sağlıyor.
Bu sebeple bence organizasyonların üretkenlik verimlilik ve sürdürülebilirlik ihtiyaçlarının en iyi şekilde karşılanması için tüm C level yöneticilerin tutku ile yaptıkları bir hobiye sahip olmaları gerektiğini düşünürken, çalışanlar için de hobi kulüplerinin şirketler bünyesinde kurulup geliştirilip yaşatılmasının beklenenin çok ötesinde değer katacağına inanıyorum.
