top of page
  • Yazarın fotoğrafıVolkan Mirzalı

Kaygı Kavramı

Varoluşçuluk deyince akla gelen isimlerin başında her ne kadar Sartre yer alsa da bu harekete yön veren, felsefenin gamlı baykuşu Søren Kierkegaard’dır gerçek ismi Vigilius Haufniensis, kaygıyı bir uçurumun sınırında durduğumuzda hissettiğimiz baş dönmesine benzetir.


Adımını uçurumun belirsizliğine doğru atmanın ya da atmamanın kararını verebilecek olmak ve tüm olasılıkların bir an için önümüzde serili olması hali insanda bu baş dönmesini meydana getirir. Benzer şekilde kaygı, olanaklar arasında seçim yapmanın sorumluluğunun bireye ait olduğu her durumda ortaya çıkan baş dönmesidir.


Uçurumun kenarından aşağıya bakıp başı dönen bir insan gibi, özgürlük kendi olanaklarını seyreder. Kendi kendisiyle ilişki kurma olanağını ve bu ilişkiden sorumlu olmanın zorunluluğunu keşfeder. Bu nedenle kaygı hem ona doğru itildiğimiz hem de ondan kaçındığımız "sempatik bir antipati, antipatik bir sempati"dir.


Aklımızla ve bilgimizle kavrayamayacağımız pek çok şeyin bulunduğu evrende Kierkegaard’ın Hegel’i eleştirisi tam buraya denk gelir: Kişisel duygu yoğunluğu ve öznellik ağır basar ve Kierkegaard bir anlamda Hegel’i ters yüz eder.


İnsan aklının güçsüzlüğüne paradoks kavramıyla değinirken kesinlik (rasyonellik) yerine belirsizliği, umut yerine umutsuzluğu, mantıksallığın ve ahlaki rahatlığın yerine duyguları öne çıkarır.


Paradoks, öznellik, umutsuzluk, duygu yoğunluğu ve bir başınalık gibi dönemeçler bizi asıl durağa; kaygıya götürür. Kaygıyı besleyen bu iki kavramın yanı sıra korkudan da bahseden Kierkegaard, korkunun belli bir nesne veya olaydan kaynaklandığını söyler ama kaygının kaynağında hiçlik bulunur.


Yaşamın hızı ve dinamikleri son yıllarda beklenmedik olaylarla bir şekilde değişti, dönüştü ve dönüşmeye de devam ediyor. İnsan ilişkileri dinamiklerindeki değişimler, çalışma hayatındaki – organizasyonardaki değişimler, ekonomik etkiler hepimizi kendi öznelliğimize göre farklı şekillerde etkiledi ve etkiliyor. Sokratik bir önerme yapıp; yaşamda elde ettiklerimizin, davranışlarımızdan kaynaklandığını söylesem davranışlarımıza yön verme kapasitesine sahip kaygılarımızı keşfetmek ve yönetme yolculuğuna da çıkmamız gerektiği fikrine ulaşıyorum.


13 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page